Elektrikli Araçlarda Stratejik Dönüşüm: Türkiye 2035’te 1,8 Milyon Elektrikli Araç Hedefliyor

Elektrikli Araçlarda Stratejik Dönüşüm: Türkiye 2035’te 1,8 Milyon Elektrikli Araç Hedefliyor

Elektrik ve Elektronik Mühendisi Gökhan Yılmaz tarafından hazırlanan güncel sektör analizi, Türkiye’nin elektrikli araç (EA) pazarındaki hızlı yükselişini ve şarj altyapısındaki kritik eşikleri gözler önüne seriyor. Temmuz 2025 verilerine göre Türkiye yollarındaki elektrikli araç sayısı 290 bini aşarken, 2035 projeksiyonları en düşük senaryoda dahi 1,8 milyon araçlık bir hacme işaret ediyor.

Küresel enerji politikalarının yeniden şekillendiği ve sürdürülebilirliğin ekonomik bir zorunluluk haline geldiği günümüzde, otomotiv endüstrisi tarihinin en büyük dönüşümünü yaşıyor. Elektrik ve Elektronik Mühendisi Gökhan Yılmaz’ın hazırladığı kapsamlı rapor; batarya teknolojilerinden şarj altyapısına, sürüş performansından enerji şebekesi üzerindeki yüke kadar sektörün röntgenini çekiyor.

“Elektrikli Araçlar Sadece Çevreci Değil, Yüksek Performanslı Bir Mühendislik Çözümüdür”

Raporda, elektrikli araçların içten yanmalı motorlara göre %80’e varan enerji verimliliği sunduğu vurgulanıyor. Elektrik motorlarının sıfır devirden itibaren maksimum tork üretme kabiliyeti sayesinde, standart bir elektrikli aracın 5-8 saniyede 100 km hıza ulaştığı, performans modellerinde ise bu sürenin 2 saniyenin altına düştüğü belirtiliyor. Ayrıca, bataryaların şasinin tabanına yerleştirilmesiyle elde edilen düşük ağırlık merkezinin, yol tutuş ve sürüş güvenliğini geleneksel araçların ötesine taşıdığı ifade ediliyor.

Türkiye Şarj Altyapısında Lisanslı Dönem: 32 Bin Soket Barajı Aşıldı

Türkiye’nin şarj altyapısındaki büyümesine dikkat çeken Gökhan Yılmaz, EPDK’nın Temmuz 2025 verilerini paylaştı:

Aktif Şarj Noktası: 32.682 adet (18.888 AC, 13.794 DC).

Trafiğe Kayıtlı EA Sayısı: Yaklaşık 291.775 araç.

Aylık Enerji Tüketimi: Sadece Temmuz ayında şarj işlemleri için 45,6 milyon kWh enerji tüketildi.

Rapora göre, Türkiye’de her 8 elektrikli araca 1 şarj soketi düşüyor. Mevzuat gereği otoyollardaki istasyonların en az %50’sinin DC (hızlı şarj) kapasitesine sahip olması zorunluluğu, kullanıcıların menzil kaygısını minimize etmeyi hedefliyor.

2035 Vizyonu ve Enerji Şebekesi Üzerindeki Etkiler

EPDK projeksiyonlarına dayandırılan analizde, 2035 yılında Türkiye genelinde en az 1,8 milyon elektrikli aracın ve 147 bin aktif şarj noktasının bulunması bekleniyor. Bu artışın toplam elektrik üretimi üzerindeki yükünün %2 seviyesini geçmeyeceği öngörülürken, asıl riskin “kayıt dışı” bireysel şarjlanmalar olduğuna dikkat çekiliyor.

Mühendis Gökhan Yılmaz şu uyarıda bulunuyor: “Planlı projelerle enerji talebi yapıldığında şebeke bu yükü kaldırabilir. Ancak dağıtım şirketi onayı alınmadan, trafo kapasiteleri hesaplanmadan yapılan bireysel bağlantılar; aşırı ısınma, kablo yangınları ve trafo arızalarına yol açabilir. Sürdürülebilir dönüşüm için teknik mevzuata tam uyum hayati önem taşıyor.”

Geleceğin Teknolojisi: Katı Hal Bataryalar ve V2G

Raporda ayrıca, 2030 yılına kadar ticarileşmesi beklenen katı hal (solid-state) bataryaların şarj sürelerini radikal şekilde düşüreceği ve V2G (Araçtan Şebekeye) teknolojisi sayesinde araçların birer mobil enerji deposu olarak şebekeyi destekleyeceği bir geleceğin altı çiziliyor.

Rapor İçin Bağlantıyı Tıklayın.

https://www.elektrikhaber.com/wp-content/uploads/2025/12/Elektrikli-Araclarda-Mevcut-Durum-Raporu.docx